top of page

Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanı (Ulusal Karbon Hedeflemesi) ve Sektörel Etkileri

Güncelleme tarihi: 17 Tem 2023

Bugün sizlerle Ulusal Katkı Beyanları (National Determined Contribution - NDC) ve sektörel etkileri hakkında konuşacağız. Öncelikle, Ulusal Katkı Beyanı yerine Ulusal Karbon Hedeflemesi terimini kullanmanın, aksiyonları daha net belirlemek ve aslında gönüllülük yerine bir zorunluluk olduğunu vurgulamak açısından daha doğru bir yaklaşım olacağını belirtmek istiyoruz.


Bilindiği gibi Türkiye, ilk Ulusal Karbon Hedeflemesini 2021 yılında açıklamış ve COP27 (2023) toplantısında ise bu hedefi güncellemiştir.


İlk hedeflemeye göre, mevcut politikaların devam etmesi durumunda gerçekleşecek emisyonlar (Business As Usual - BAU), ile azaltıcı aksiyonlar ile hedeflenen emisyonların yıllar itibariyle ne düzeyde gerçekleşeceği tahmin edilmekteydi . Ancak güncellenen katkı beyanında ise bu azaltımları yıllar itibariyle görmek mümkün olmamaktadır.


Ekibimizin hazırladığı grafikte, Türkiye'nin güncellenen Ulusal Karbon Hedeflemeleri olan Ulusal Katkı Beyanı'nın potansiyel yıllık gelişimini görebilirsiniz.



Türkiye Karbon Emisyonlarının Azaltıması Kapsamında Ulusal Katkı Beyanı
Emisyon Hedefleme


Kreafin Danışmanlık A.Ş. olarak, düzenlemelerin etkilerini genel ifadeler yerine derinlemesine analiz etmeyi ve sonuçları hakkında sektörel etikleri hakkında yönlendirmeler yapmayı daha önemli görüyor ve bu nedenle azaltım taahhüdünün nasıl sağlanabileceğine değinmek istiyoruz.



Toplam emisyonların %70'ini oluşturan enerji üretiminin yıllara göre düzeyi incelendiğinde yenilenebilir enerji üretiminin toplam enerji üretimi içerisindeki payının %21 ler düzeyinde olduğunu bilmekteyiz.


Güncellenen ulusal katkı beyanındaki, 2030 emisyon hedeflerini doğrusal olarak geriye doğru güncellediğimizde, 2022 yılını 2021 yılından daha düşük bir emisyon tutarı ile tamamlamamız gerektiğini görmekteyiz.


Bu azaltımı gerçekleştirmek için iki ihtimal söz konusudur. İlk olarak, ekonomik aktivitenin yavaşlaması ve enerji talebinin düşmesi, ancak bu ihtimalin gelişmekte olan ülkeler için geçerli olmadığını düşünürsek, ikinci ve daha gerçekçi bir hedef olan enerji üretiminin yarattığı emisyonları düşürmeye odaklanmamız gerektiğini görüyoruz.


2022 yılında enerji üretiminin kaynaklarına baktığımızda üretilen enerjinin %34,6 sının kömür, %22,2 sinin doğal gaz kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu durumda, yenilenebilir enerji üretimini artırırken fosil kaynaklı enerji üretiminin eş zamanlı azaltılması makul bir çözüm olarak görülmektedir.


Son olarak yapılacak yada teşvik edilecek yatırımlardaki önceliklendirmenin aşağıda belirtilen şekilde olması ulusal hedeflerin gerçekleştirilmesi ve birden fazla faydanın sağlanması söz konusu olacaktır. Kreafin Danışmanlık A.Ş. sektör bazlı global ve bölgesel veriler ile öncelikli işletmelerin belirlenmesi için çalışmaktadır.


1-Enerji yoğun kullanım yapan sektörlerden

2-Yenilenebilir enerji üretimi için ya da süreçlerin iyileştirilmesi ile enerji tüketimini azaltan yatırımlardan

3-Öncekli üretiminin %60 ve daha fazlasını AB bölgesine ihraç eden firmalar


Bu yazımızı beğendiyseniz ve yeni yazılardan haberdar olmak isterseniz, Ana Sayfamızın en alt kısmında yer alan Haber Bültenine Üye Ol kısmına mail adresinizi iletmeniz yeterli olacaktır.

Comments


bottom of page