SKDM hakkında sıkça bahsedilmekle birlikte, ne yazık ki ülke ve sektör bazında projeksiyonlar henüz yapılmadı. Bu projeksiyonların ve kararların ne kadar stratejik olduğunu anlatmak için Demir-Çelik sektörü üzerinden mekanizmayı ve etkilerini anlatmak isteriz.
Genel fiyat dengeleri ile ihracat ve ithalat kararları temel olarak arz ve talep ile şekillendiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle Demir-Çelik sektörü üzerinden anlatmaya çalışacağımız mekanizmanın öncelikle değişkenlerini tanımlayalım.
Toplam Arz: İlgili yıl bazında yurt içi üretim ve yapılan ithalatın toplamı.
Yurt içi Arz: Toplam yurt içerisinde gerçekleştirilen üretim.
Toplam Talep: İlgili yıl bazında yurt içi talep ve yapılan ihracat.
Örneğimizi sayısallaştırmak için bu verileri örneklendirelim.
Yurt içi arz= 33 Milyon Ton
İthalat = 5 Milyon Ton
Yurt içi Talep= 20 Milyon Ton
İhracat= 19 Milyon Ton olsun.
AB bölgesine ihracat = 12 Milyon Ton
İşin kolay kısmı Demir Çelik İhracatçılarının SDKM maliyetini ölçmek.
AB ihracat X Ton başına Emisyon X Karbon Sertifikası Fiyatı
Bu hesaplamada ton başına AB ortalaması olan 1.4 ton CO2 kullanılacaktır. Her firma kendi maliyetini hesaplamak için bu veriyi şirketi bazında değiştirebilir. Karbon sertifikası fiyatı ise anlık fiyatı dikkate alınmış olup projeksiyonlar fiyatın ton başına 80 ile 120 Euro arasında dalgalanabileceğini öngörmektedir.
Bu da demek oluyor ki, bu ürünlerin AB bölgesine ihracatı sırasında sektör özelinde,
12.000.000 X 1.4 X 92 = 1.5 Milyar Euro maliyete neden olacak.
Bu maliyeti gümrüklendirme sırasında ödememenin tek koşulu, eş değer bir maliyeti kendi ülkesinde ödemiş olmak. Bu seçeneğin maliyeti düşürmeyeceğini kabul ederek Türkiye’de kurulacak karbon borsasına ilişkin kabulleri göz ardı ediyoruz.
92 Euro olan karbon sertifikası fiyatı, piyasada arz ve taleple şekillendiğine göre bu formülasyonda neyi değiştirebiliriz?
Firmamızın emisyonunu, ürün bazında düşürmek maliyetlerde önemli olacağı gibi ihracat kararını da etkileyecektir.
Maliyetleri bu şekilde kolayca hesapladıktan sonra asıl zor olan makro ölçekte planlamayı yapmak olacak.
Türkiye'nin 5 yıllık dönemde iç talebi ne kadar olacak, kapasite kullanım oranları ve kurulu kapasite ne kadar olacak, yurt içi talebin ne kadarı ithalat ile karşılanacak, karbon sertifikası fiyatı ne olacak vb gibi bir dizi nitelikli veri ve projeksiyon kapasitene ihtiyaç duyulacaktır.
Peki hane halkı bu değişiklerden nasıl etkilenebilir?
Demir-Çelik fiyatlarındaki bu maliyet artışı konut yapım maliyetlerini artırabilir ve konutların nihai fiyatları yükselebilir. Bu talebin daha düşük kalite ile yurt dışından ithal edilmesi ise inşaat kalitesini düşürülebilir. Deprem ve benzeri olağan üstü durumlarda artan talep nedeniyle fiyatların genel düzeyi çok hızlı bir şekilde artabilir.
Bu ve benzeri karşılaşacağınız maliyetleri makro ve mikro ölçekte hesaplamak, planlamak ve ileriye yönelik tahmin etmek için sizleri Kreafin Danışmalık A.Ş. ile tanışmaya davet ediyoruz. Farkındalık eğitimlerinin yanında daha üst düzey kişiler için finansal projeksiyon araçlarımız ile sizleri tanıştırmak için sabırsızlanıyoruz. Buradan bizimle temasa geçebilirsiniz.
コメント